► YENİ ANAYASA TEKLİFİNİ .pdf FORMATINDA İNDİRMEK İÇİN TIKLATINIZ.
Köklü bir medeniyetin, birleştirici bir kültürün, zengin bir tarihin varisi ve emanetçisi olan milletimiz; kendi ülkemizden başlayarak tüm dünyada adaletin, hak ve hukukun hâkim kılınmasını hedefleyecek, insanlığın huzur, barış ve refahını temin edecek potansiyel ve sorumluluğa sahiptir.
Bu birikimi ortaya çıkarmanın ve bu mükellefiyeti yerine getirmenin en önemli adımı; toplumsal birliğimizi perçinleyen bir mutabakat çerçevesinde ülkemizin tüm kesimlerini kucaklayan bir akit belgesi olarak “yeni, sivil ve milletin malı” olacak güçlü bir anayasanın yapılmasıdır.
12 Haziran 2011 seçimlerinde, halkımız yeni anayasa yapılması konusundaki siyasi söylemlere güçlü bir şekilde destek vermiş, halkın % 95’inin temsil edildiği bir meclis yapısını ortaya çıkarmıştır. Bu sonuç, net bir şekilde kurucu meclis tartışmalarına son vermiş ve artık tüm tarafların da mutabakatıyla Türkiye‘de ilk defa sivil bir anayasanın yine sivil irade tarafından hazırlanabilmesinin yolunu açmıştır.
Yapılacak anayasa; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışına uygun olarak insan ve hizmet odaklı olmalı, her vatandaş tarafından rahatça anlaşılır net hükümler ihtiva etmelidir. Yasakların, devletçi anlayış ve ideolojinin yer almadığı, değiştirilemez ilke ve maddelerin olmadığı, milletin egemenliğini kısıtlayan vesayet aracı kurumlardan arındırılmış, hükümet sistemimizdeki istikrarın teminatını sağlayacak özgürlükçü bir anayasa, Türkiye’nin dünyada hak ettiği itibarlı noktaya çıkmasında belirleyici olacaktır.
Yeni anayasa ile milleti ilgilendiren kararların sadece milletin kalbi hükmündeki TBMM’de alındığı adaletli ve şeffaf bir devlet yapısı kurulmalı; böylece suni ayrımlarla kardeşi kardeşe kırdıran, gelişmemize mani olan iç ve dış mihraklara fırsat verilmemelidir.
Bu anayasa; birbirini tamamlayan farklılıklarımızı bir zenginlik ve birleşme vesilesi bilerek ülke bütünlüğünü sağlamalı, aynı kültürü ve adalet duygusunu, aynı vicdanı paylaştığımız birlikteliklere kapı açmalıdır.
Bu anayasa; vatandaşlar arasında ırk, din, dil ayrımı yapılmadığı, hak ve hukukun üstün tutulduğu, herkesin kanun önünde eşit olduğu, hürriyetin en geniş şekli olan cumhuriyete uygun olarak güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir yapının kurulmasına hizmet etmelidir. Bu itibarla en yüksek özelliklerde yaratılan insanın, doğuştan kazandığı hak ve özgürlüklerinin muhafaza edildiği, bir hakkın ufak da olsa kutsal bilinerek toplumun menfaati ve milletin selameti uğruna feda edilmediği, herkese hakkının tam ve eksiksiz olarak verildiği bir devlet anlayışını esas almalıdır.
Bu anayasa; adaletli kanunlar dışında hiç kimsenin kimseye tahakküm edemediği, insanların meşru dairedeki hak ve tasarruflarına kamu gücü alet edilerek keyfi şekilde ilişilmediği, haksız statülere ve suiistimallere imkân tanımayan adil yargılama ve adaletin sağlandığı bir hukuk devletini hedeflemelidir.
İnanç, düşünce ve teşebbüs özgürlüğünün hakkıyla yaşandığı toplumlarda ruhen ve bedenen sağlıklı kişilerin yetişeceği muhakkaktır. Devlet anlayışının temel taşını bireylerin oluşturduğu toplumların, kendi iç meselelerini çözen, ekonomik gelişmişlik açısından büyük hamleler yapabilen ve siyasi yönden dünya milletleri tarafından örnek alınan bir uygarlık seviyesine sahip olacağı şüphe götürmez bir gerçektir.
Bu anlayışla bugün için memleketimizin en önemli meselelerinden biri olarak önümüzde duran yeni, özgürlükçü ve sivil anayasa konusunda, Hayrat Vakfı Sosyal Mes’eleler Değerlendirme Hey’eti mensupları olarak, otuzu aşkın hukukçu bir ekibin öncülüğünde, muhtelif sivil toplum kuruluşlarında görev almış arkadaşlarımızla bir araya gelerek yaptığımız bu çalışma ile yeni anayasa yapımı sürecine istişari anlamda destek sağlamayı hedefliyoruz.
Yaklaşık bir yıldır yürüttüğümüz bu çalışmada, görev dağılımı yaparak birçok ülkenin anayasal sistemini, bugüne kadar farklı yaklaşımlarla hazırlanmış anayasa taslaklarını, ulaşabildiğimiz kadarıyla bu mevzuda yazılan bilimsel makaleleri ve farklı görüşleri aramızdan belirlediğimiz raportörler marifetiyle incelemeye çalıştık.
Haftalık periyodik toplantılar beraberinde, ayda bir, tam gün yapılan koordinasyon çalışmaları ile gözden geçirdiğimiz bu faaliyette, prensip olarak bir anayasa metnini kaleme almayı değil, yeni anayasada olması veya olmaması gereken cihetleri gerekçeleriyle birlikte belirlemeyi benimsedik.
Çalışmamızı beş ana başlıkta yaptık. Birinci bölümde genel bir değerlendirme yaparken, ikinci bölümde yeni anayasanın toplumsal mutabakata zemin hazırlaması gerektiği üzerinde durduk. Üçüncü bölümde din ve vicdan özgürlüğünü, dördüncü bölümde vesayet rejiminin ıslahına yönelik tedbirleri değerlendirdik. Beşinci ve son bölümde ise genel anlamda siyasi ve idari yapımız ile hükümet sistemini inceledik.
Özetle, yeni anayasa çalışmasının bize göre olması gereken en önemli ciheti; sivil ve özgürlükçü olması, halkın doğrudan iradesini yansıtması ve refleksif değil proaktif olmasıdır. Bununla beraber vesayetçi tüm yaklaşım ve tedbirleri reddeden, bu itibarla vatandaşlarının tercihine saygılı ve onlara güven duyan, merkezine bugüne kadar olduğu gibi devleti değil, insanı koyan bir anlayışla hazırlanmasıdır.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek yapılan yanlışlıklardan ders alan, halkımızın birlik ve beraberliğini sadece söylemde değil eylemde de temin eden, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan yeni bir anayasaya ihtiyacımız çok açıktır.
Ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde bu çalışmalar meyvesini verecek, olabildiğince geniş tutulacak bir mutabakatla, gelişen dünyada hak ettiğimiz yeri almamıza zemin hazırlayacak toplumsal sözleşmeyi hep beraber imzalayacağız.
Bizler bu çalışmayla bu önemli kavşakta gösterilen gayretlere bir nebze de olsa katkıda bulunmuş olursak kendimizi mutlu addedeceğiz.
Saygılarımızla.
Hayrât Vakfı Sosyal Mes’eleler Değerlendirme Hey’eti
► YENİ ANAYASA TEKLİFİNİ .pdf FORMATINDA İNDİRMEK İÇİN TIKLATINIZ.