Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Hayrat Vakfı işbirliği ile gerçekleştirilen ’Osmanlı Türkçesi’ kurslarını tamamlayanların sertifikaları, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Mustafa Kabul, Hayrat Vakfı Mersin Temsilcisi Necdet Canbaz, Hayrat Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Said Yavuz’un da katılımı ile verildi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, Hayrat Vakfı tanıtım videosu ile devam etti.
Sertifika töreninde konuşan Milli Eğitim Şube Müdürü Mustafa Kabul,
“Milletleri millet yapan ve o milleti diğer milletlerden ayıran temel esaslardan birisi de o milletin kullandığı dil ve alfabesidir. Dil; fikir dünyasının tezahürü ve kendini ifade edebileceği iletişim aracıdır. Milletin hatırası, ruhu, özü ve mayasıdır” dedi.
Osmanlıcanın atalarımızın kullandığı ve bize bıraktığı en zengin, en güzel, en seçkin miras olduğunu vurgulayan Kabul,
“Kur’an harfleriyle yazılan ve yazılışının güzelliği insanları kendine hayran bırakan Osmanlıca’nın zenginliği, sadece geçmiş tarihimizin parlak bir eseri olmasından dolayı değil, aynı zamanda Türkçe, Arapça ve Farsça kelimelerinin seçkinliği ve cümlelerin tertibinden de kaynaklanmaktadır.” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın değişik konularda çeşitli kurum ve kuruluşlarla yaptığı gibi Hayrat Vakfı ile de 2012 yılında Osmanlı Türkçesi eğitimi ve Kur’an-ı Kerim’i okuma, anlama ve yorumlama eğitimleri düzenlenmesine yönelik işbirliği protokolü imzalandığını ifade eden Kabul, şöyle devam etti; “İmzalanan bu protokol kapsamında Hayrat Vakfı’nın destekleriyle Halk Eğitim Merkezlerinde Osmanlıca kurslarının açılması sağlanmış olup, kayıtlarımıza göre 2012 yılı Temmuz ayından bu güne kadar il merkezi ve ilçelerinde 68 kurs açıldığı ve 2 bin 444 kursiyere eğitim verilerek bin 691 kursiyere sertifika düzenlendiği belirlenmiştir. Düzenlenen sertifikaların bir bölümünü de bugün sahiplerine dağıtıyoruz.”
Hayrat Vakfı Mersin Temsilcisi Necdet Canbaz da kültürün bir milletin öz benliği olduğunu ifade ederek,
“Bir millet, kültürünü oluşturan unsurları yani dinini, dilini, gelenek ve göreneklerini, sanat eserlerini, tarih bilincini ve dünya görüşünü yaşatabildiği ve sonraki nesillere aktarabildiği ölçüde tarih sahnesinde yaşamaya devam eder. Bütünlüğünü korur. Fakat bu kültürel kodlarını koruyamazsa, yaşatamazsa o millet ve medeniyet asimile olmaya, değişmeye, bozulmaya ve kaybolmaya mahkumdur” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından kursiyerler tarafından Osmanlıca metin okuması ve Mersin Elmas Kalem Derneği Altınbaşak Çocuk Kulübü’nün hazırlamış olduğu Hilye-i Şerif Gösterisi ile devam eden programın sonunda kursiyerlere sertifikaları verildi.
